1) Ketojenik Diyet: Ketojenik diyetler 1920’li yıllarda aslında zayıflamak için değil çocuklarda epilepsi nöbetlerin sıklığı ve yoğunluğunu azaltmak için geliştirilmiştir. Diyetle alınan karbonhidrat miktarının aşırı kısıtlanması (50g/gün den az) kanda keton cisimlerinin artmasına neden olan diyettir. Besin öğeleri yönünden dengesiz olmaları ve önemli sağlık sorunları oluşturabilmeleri nedeniyle şişmanlığın tedavisinde uzun süre kullanılmamalıdır.

2) Alkali Diyet: Modern yaşamda diyetler Mg, K ve posadan fakir; doymuş yağ, şeker ve sodyumdan zengindir. Alkali beslenme düzeninde; sebze yoğunluklu beslenmeye bağlı olarak, K ve posa alımı fazla, yağ alımı düşük, protein ise eksiktir. Buna bağlı olarak zayıflama amaçlı kullanımının popülaritesi artmıştır. Ancak bu konuda yapılan çalışmalar bu sonucu desteklemektedir.  
Riskleri:Protein, kalsiyum, esansiyel yağ asitlerinden yetersiz bir beslenme düzeni olduğu için uzun süre uygulanması sağlık için zararlı olabilir. Diyabetliler için uygun değildir.

3) DASH Diyeti: Yüksek tansiyonun önlenmesi ve tedavisinde etkin bir beslenme yaklaşımı sunuyor. Diyet: sebze, meyveler, tam tahıllar, yağsız veya az yağlı süt ürünleri ile balık, tavuk gibi beyaz etler, kuru baklagiller, bitkisel sıvı yağların tercihidir. Doymuş yağ, şeker ve sodyum diyette sınırlıdır.

4) Aralıklı Açlık: Kalori kısıtlaması olmaksızın 5 gün yemek yemeye ve ardışık yada ardışık olmayan iki “açlık” gününe izin veren 5:2 diyeti ile her gün besin alımını 8 saatlik periyot içinde sınırlandıran 16:8 diyetidir. Kalori kısıtlamalı diyetler ile açlık diyetlerini karşılaştıran bir çalışma aralıklı açlığın, kilo kaybı için etkili olduğunu fakat enerjinin kısıtlandığı diyetlere göre üstün olmadığını göstermiştir. Aralıklı açlık uygulamaları yaşınıza, sağlığınıza ve yaşam tarzınıza bağlı olarak olumsuz yan etkilere yol açabilir.

5) Paleo Diyet, (Taş Devri Diyeti): Türkiye'de daha çok Taş Devri Diyeti olarak biliniyor. Şeker,un ve nişasta ve bu tür gıdaları içeren yiyecekler, hazır paketli gıdalar uzak durulması gereken yiyeceklerdir. Bu diyette sebzeleri mümkün olduğunca pişmemiş olarak ya da pişmesi gerekenler buharda pişirerek tüketiliyor.Bu diyette dilediğiniz kadar sebze, meyve, yoğurt,kefir, ceviz,fındık ,badem tüketebilirsiniz. Yağsız süt ve yoğurt kullanımının paleo diyetinde pek yeri yok. Ekmeğin her türlüsü yasak,tam tahıllı,çavdarlı vs bile olsa yemiyoruz. Mısır,patates,havuç gibi nişasta içeriği yüksek sebzeler çok az tüketiliyor. Yağ olarak seçenekler ise tereyağ ve zeytinyağı. Kolesterol ve doymuş yağ kesinlikle sınırlıdır. Tüm hayvan ürünleri (yumurta beyazı ve  yağsız süt hariç) yasaktır. Omega 3 yağ asitleri ve kanola yağı hariç tüm yağlar yasaktır. Enerji sınırlı değildir, ancak kişiler önerilen besinlerin diyet alımını sınırlandırmak için yönlendirilir. Düşük yağlı diyetler  kilo kaybedici etkilerinden daha çok artmış insülin duyarlılığı ve kardiyovasküler risk faktörlerini azaltıcı etkilerinden dolayı kullanılmaktadır. Uzun süreli uygulanması; kişinin eksik protein, kalsiyum ve demir almasına neden olarak; farklı sağlık sorunlarına yol açabilir.

6) Temiz Beslenme:
 Bu diyet stratejisinde, süt ve süt ürünleriyle, glüten içeren besinler ve şeker, diyette büyük ölçüde kısıtlanmaktadır.1 Temiz beslenme diyetinde besinler ‘iyi’ ve ‘kötü’ olarak gruplandırılır ve bu da kimi besinlerin tüketiminin suçluluk duygusu uyandırmasına yol açabilir. Bu algılamalar genellikle, besinleri veya besin bileşenlerini medyada duygu odaklı bir dille örneğin süper gıda veya toksik gıda gibi tarif eden haberlerle pekiştirilir. Temiz beslenme yaklaşımı ve işlenmiş gıdalardan uzak durulması konusuna gelince, hiçbir gıdanın tek başına iyi ya da kötü olmadığını unutmayın. Önemli olan gün içinde tüketilen besinlerin çeşidi ve miktarının toplamıdır. Dolayısıyla temiz beslenme yaklaşımı ve gıdalardan korkmak yerine meyve ve sebze, tam tahıllar ve doymamış yağlardan zengin, yeterli ve dengeli bir beslenmeyi hedefleyin.

7) Akdeniz Diyeti: Akdeniz diyeti genel olarak taze sebze ve meyveler, sert kabuklu yemişler ve tam tahıllar gibi bitkisel kaynaklı besinler ile yemeklik yağ olarak zeytinyağının baskın tüketildiği, hayvansal kaynaklı besinlerdense balık ve beyaz etlerle ve süt ürünlerin (çoğunlukla yoğurt ve peynir) orta düzeyde, kırmızı ve işlenmiş etlerinse düşük seviyede tüketildiği bir beslenme tipi olarak tanımlanabilir. Yemeğin ardından, dinleme ve peşi sıra da düzenli fiziksel aktivite Akdeniz diyetinde oldukça önemlidir. Ancak Akdeniz diyeti günümüzde 30-50 yıl öncesi gibi yaygın ve sıkı uygulanmıyor, bunun nedeni ise Akdeniz bölgesinde yaşayan toplaumların da Batı tarzı diyetine geçişi olduğu belirtiliyor. Akdeniz diyetini kilo yönetimini desteklemesi ve sağlıklı yaşamı geliştirmesi açısından etkin bir strateji olarak değerlendiriyor.

8) Detoks Diyetleri: Bu diyetlerin kısa süre içerisinde toksinleri organizmadan uzaklaştırdığı, hızlı kilo kaybına ve cilt parlaklığına yardımcı olduğu ve sağlığı desteklediği iddia ediliyor. Detoks diyetleri, açlık diyetleri veya lahana çorbası gibi tek bir yiyeceğin tüketildiği diyetler olabiliyor. Bazı detoks diyetleri, şeker veya kafein gibi belirli besin bileşenlerinin tüketimini sınırlarken, ağırlıklı olarak sebze ve meyve (genellikle organik tercih edilebilir) tüketimine odaklanır. Bazı durumlarda detoks diyetinde, diüretik, müshil veya detoks çayları gibi başka ürünlerin kullanılması da teşvik edilebiliyor. Ancak bu diyetlerin hangi spesifik toksinleri vücuttan uzaklaştırdığı konusu belirsizliğini koruyor.

WeCreativez WhatsApp Support
Merhabalar, Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?